Yüzdelik İşareti: Psikolojik Bir Mercekten Bakış Bazen en basit semboller, insan zihninin karmaşık dünyasına dair çok şey anlatır. Bir yüzdelik işareti – % – örneğin, bir oranı, bir payı, bir ilişkiyi ifade eder. Ancak bu sembol, sadece matematiksel bir anlam taşımaktan çok daha fazlasıdır. Yüzdelik işaretinin zihnimizdeki yeri, bazen bir dengeyi, bazen de kaygıyı simgeler. Bir oranı belirlemek, insanlar için yalnızca sayılara dayalı bir işlem değil, aynı zamanda içsel bir yargıyı, kendine dair bir değerlendirmeyi ve toplumsal bir ilişkiyi ifade eder. Peki, bu basit işaretin psikolojik açılımlarını mercek altına aldığımızda neler keşfederiz? Yüzdelik İşareti ve Bilişsel Psikoloji: Anlamın Oluşumu Bilişsel…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Yargı Kimin Hikayesi? Yargının Derinliklerine Yolculuk Yargı, adaletin ta kendisi mi yoksa yalnızca güçlülerin hikayesi mi? Bu soruyu her zaman sormuşumdur. Ankara’da, genç bir yetişkin olarak her gün etrafımda pek çok farklı insanın hayatına dokunan yargı kararlarını gözlemliyorum. Ekonomi okumuş birisi olarak da yargının toplumsal ve ekonomik etkilerini anlamak benim için çok değerli. Ama bu yazıyı yazmaya başlarken, yargının sadece bir hukuk dalı olmadığını, aynı zamanda toplumun herkes için nasıl farklı bir hikâye yazabileceğini düşündüm. Hikâyenin ilk kısmı belki hepimizin hatırladığı o eski çocukluk anılarına dayanıyor: Mahalledeki futbol maçlarında takım kurarken bile “Hakkını al, kaybetme!” diye bir tabir vardı. İnanın,…
Yorum BırakVücut Hamlığı Kaç Günde Geçer? Edebiyatın Dönüştürücü Gücüyle Bir İnceleme “Sözler dünyayı yaratır, metinler değiştirir.” Her kelime, bir düşüncenin yansımasıdır; her cümle, bir ruhun ifade bulmuş halidir. Anlatılar, yalnızca yüzeydeki anlamı değil, aynı zamanda derinlerdeki izleri de ortaya çıkarır. Vücut hamlığı gibi bir kavram, içsel ve dışsal çatışmaların bir yansıması olarak karşımıza çıkar. Ancak, edebiyatın gücüyle, bu kavramın ötesine geçmek ve vücut üzerindeki bu geçici durumun anlamını yeniden şekillendirmek mümkündür. Tıpkı bir romanın karakteri gibi, vücut hamlığı da zamanla dönüşebilir ve bir hikâye içerisinde anlam kazanabilir. Vücut Hamlığı ve Zamanın Yavaş İlerlemesi Vücut hamlığı, insanların bedenleriyle ilgili zaman zaman karşılaştıkları…
Yorum BırakAraba Nasıl Çalıştırılır? Toplumsal Normların ve Cinsiyet Rollerinin İzdüşümü Üzerine Bir Sosyolojik Bakış Bir Araba, Bir Toplum: Toplumsal Yapıların Dinamikleri ve Bireyler Arasındaki Etkileşim Bireylerin günlük yaşamlarında gerçekleştirdikleri basit eylemler, aslında birer toplumsal anlam taşır. Araba kullanmak, sıradan bir aktivite gibi görünebilir; fakat arkasında derin toplumsal, kültürel ve cinsiyetle bağlantılı bir yapı barındırır. Araç kullanımı, sadece bir ulaşım şekli değil, aynı zamanda toplumsal rollerin, normların ve beklentilerin yeniden üretildiği bir alandır. Bu yazıda, “araba nasıl çalıştırılır?” sorusunun ötesine geçerek, toplumun araba kullanma eylemi üzerinden bireyler arasındaki etkileşimleri ve toplumsal normları nasıl şekillendirdiğini inceleyeceğiz. Toplumsal Normlar ve Araba Kullanma: Güç, Yetki…
Yorum BırakTıpta Akustik Ne Demek? Sesin Sağlık Üzerindeki Gücünü Keşfetmek Öğrenme, yalnızca bilgi edinmek değil, aynı zamanda bu bilgiyi hayatımıza entegre etmek ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmektir. Bir eğitimci olarak, öğrencilerime her zaman şunu hatırlatırım: Öğrenme, sadece bir sınavdan iyi not almakla ilgili değildir. Gerçek öğrenme, bilgiyi anlamak, uygulamak ve bu bilgiyi çevremizdeki dünyayı anlamak için kullanmaktır. Bu yazıda, tıpta akustik teriminin ne anlama geldiğine bakarken, bu bilgiyi öğrenmenin ve anlamanın sağlık üzerindeki dönüştürücü gücünü keşfedeceğiz. Sesin, vücudumuza nasıl etki ettiğini ve akustiğin tıptaki yerini anlamak, sağlık alanındaki yenilikçi gelişmeleri takip etmek ve kendimizi daha iyi anlamak açısından…
Yorum BırakHipotermiye Giren Hastaya Ne Yapılır? Bir Gençten Hikayelerle Bir Rehber Geçen kış, akşam saatlerinde bir arkadaşımın başına gelen olay aklımda hâlâ taze. Bir kayak tatilinde, soğuk havada uzun süre karda kalan biri hipotermiye girmişti. Hava kararmıştı, biz de dağda kaymanın keyfini çıkarıyorduk. Ama bir yandan da çetin kış şartlarında, hipotermiye giren birinin ne yapmamız gerektiğini merak ediyordum. Benim için bu, soğukla, kışla ve doğal afetlerle ilgili düşüncelerimle harmanlanmış bir durum oldu. Ama öncesinde, bu hipotermi denen şeyin ne olduğunu ve hipotermiye giren hastaya ne yapılması gerektiğini öğrenmek istedim. Hipotermi Nedir? Çok basit bir dille anlatacak olursam, hipotermi, vücut ısısının normalin…
Yorum BırakSağlıklı bir aile ne demek? — Bir İç Sesin Yolculuğu Her gün kahvaltı masasında başlayan tartışma, akşam yemeğinde paylaşılan kahkaha ya da odadaki sessizlik… Aileyle ilgili düşüncelerimiz, yaşadığımız anılardan, bekleyişlerden ve en çok da özlemimizden beslenir. Belki küçükken evin kapısından eski bir yorgunlukla içeri giren bir babayı ya da tatlı bir gülüşle oyun oynayan kardeşleri hatırlarsınız. “Sağlıklı bir aile ne demek?” sorusu, ilk bakışta basit gibi görünse de insan yaşamının biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel katmanlarıyla iç içe geçmiş bir kavramdır. Bu yazıda hem tarihsel kökleriyle hem de bilimsel araştırmalarla bu soruyu derinlemesine inceleyeceğiz; aileyi yalnızca bir sosyolojik kurum olarak değil,…
Yorum BırakNeden Elhamdülillah Denir? Pedagojik Bir Bakış Öğrenme süreci, insanın hayatındaki en derin ve dönüştürücü deneyimlerden biridir. Her gün bir şeyler öğrenirken, sadece bilgi edinmekle kalmayız; aynı zamanda dünyayı anlama biçimimiz, düşünme tarzımız ve hayata dair tutumlarımız da şekillenir. Öğrenme, insanların zihinsel, duygusal ve toplumsal gelişimini mümkün kılar. Her bir öğreti, bir farkındalık yaratır ve bazen bu farkındalık, kişinin dünyasına bambaşka bir pencere açar. Bu yazıda, hepimizin zaman zaman dilinden düşürmediği “Elhamdülillah” kelimesinin pedagogik bir incelemesini yapacağız. Bu ifadenin, sadece dini bir anlam taşımadığını, aynı zamanda öğrenme ve düşünme süreçlerimize nasıl etki ettiğini derinlemesine keşfedeceğiz. “Elhamdülillah” demek, minnettarlık ve şükür duygusunun…
Yorum BırakYeşil Pasaport 180 Günde 90 Gün Kuralı Nedir? Gerçekten Adil Mi? Yeşil pasaport, Türkiye’de devlet memurlarına ve bazı kamu görevlilerine verilen bir ayrıcalık. “Bir adımda vizesiz dünya” diyenler için ciddi bir cazibe. Ama 180 günde 90 gün kuralı ne demek? Bu kuralla, yeşil pasaport sahibi olan kişiler, 180 gün (yani yaklaşık 6 ay) içinde, toplamda 90 günü aşmayacak şekilde Schengen bölgesine vizesiz giriş yapabiliyor. Yani, üç ayı geçemezsin! Ama bu kural, gerçekten mantıklı mı? Adil mi? İşte, bu yazımda bu soruları cevaplamaya çalışacağım ve olaya cesurca bakacağım. Yeşil Pasaport ve 180 Günde 90 Gün Kuralının Artıları Öncelikle, 180 günde 90…
Yorum BırakEv Basmanın Cezası: Ekonomi Perspektifinden Derinlemesine Bir İnceleme Ekonomi, temelde kaynakların kıtlığına ve bu kaynakların nasıl tahsis edileceğine dair bir bilimdir. Kararlarımız her an, sınırlı kaynakları en verimli şekilde kullanmaya yönelik seçimlerden oluşur. Bir toplumda ekonomik dengesizlikler, arz-talep ilişkileri, kamu politikaları ve bireysel tercihlerin sonuçları birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Ancak tüm bu ekonomik seçimler ve piyasa dinamikleri içinde, suç işleme gibi toplumsal olgular da önemli bir yer tutar. Ekonomik bakış açısıyla bir suçu ele almak, yalnızca suçun cezai boyutuyla değil, aynı zamanda o suçun toplumun genel ekonomik yapısına etkileriyle ilgilenmek demektir. Bu yazıda, “ev basma” gibi ciddi bir suçun ekonomik…
Yorum Bırak